placed at the top or the front

listen to the pronunciation of placed at the top or the front
Englisch - Türkisch

Definition von placed at the top or the front im Englisch Türkisch wörterbuch

head
{i} baş

Korkunç derecede başım ağrıyor. - I have a bad headache.

O, baş ağrısından acı çekiyor. - He is suffering from a headache.

head
{i} konu başlığı
head
menba
head
başlık

Tom genellikle sadece başlıkları okur. - Tom usually only reads the headlines.

Tom sadece başlıklara baktı. - Tom only glanced at the headlines.

head
başkanlığını yapmak
head
buhar basıncı
head
{f} başı çek
head
genel başkan
at the top
tepede
at the top
üstü açık open
head
{f} (bir şeyin) başkanlığını yapmak/başkanı olmak: Who heads this outfit? Buranın başkanı kim?
head
{f} olgunlaşmak
head
{f} -in
head
{i} pınar başı
head
{s} baştaki
head
bir

Bir elin nesi var, iki elin sesi var. - Two heads are better than one.

Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var. - They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.

head
{s} baş ile ilgili
head
{f} başında olmak
head
{i} şef, baş, başkan: the head of the math department matematik bölümü başkanı
head
{f} başı çekmek
head
{i} köpük
head
kafa,v.başı çek: n.baş
Englisch - Englisch
head
at the top
in the upper ranks
placed at the top or the front

    Türkische aussprache

    pleyst ät dhi tôp ır dhi frʌnt

    Aussprache

    /ˈplāst ˈat ᴛʜē ˈtôp ər ᴛʜē ˈfrənt/ /ˈpleɪst ˈæt ðiː ˈtɔːp ɜr ðiː ˈfrʌnt/
Favoriten