O sık sık ahmakça sorular sorar.
- She often asks silly questions.
Ebeveynlerinin görüşü onun kazandıklarını aptal bir kıza harcamasıydı.
- His parents' view was that he was wasting his earnings on a silly girl.
O her zaman aptal sorular soruyor.
- He's always asking silly questions.
Sen şimdi bir film yıldızı mısın? Hayır, salak.
- Are you a movie star now? No, silly.
Saçmalama, onu yapamam.
- Don't be silly. I can't do it.
Nasıl bu kadar saçma bir şey söyleyebilirsin?
- How can you say such a silly thing?
Böyle bir hata yapman aptalcaydı.
- It was silly of you to make such a mistake.
O, sık sık aptalca sorular sorar.
- He often asks silly questions.
A silly man, in simple weedes forworne, / And soild with dust of the long dried way; / His sandales were with toilesome trauell torne, / And face all tand with scorching sunny ray .