Bir öncü dediğimiz odur.
- He is what we call a pioneer.
Benim atalarım bu memleketin öncüleriydi.
- My ancestors were the pioneers of this land.
Tondaki ince farklar orijinali fotokopiden ayırt eder.
- Subtle differences in tone discriminate the original from the copy.
Orijinal plan hakkında ne düşünüyorsun?
- What do you think of the original plan?
Ali, Mevlana'nın Mesnevisini asıl metninden okuyabilmek için Farsça öğrendi.
- Ali learnt the Persian language to be able to read the The Mathnawi of Jalaluddin Rumi in original text.
Normanlar asıl dillerini bıraktılar.
- The Normans abandoned their original language.
Başlangıçta, Abraham Lincoln Afrika'ya ve Karayiplere sınır dışı edilecek tüm köleleri istedi.
- Originally, Abraham Lincoln wanted all slaves to be deported to Africa or the Caribbean.
Ben başka bir iş yapmak için başlangıçta işe alındım.
- I was hired originally to do another job.
Cadılar Bayramı aslında bir Kelt festivaliydi.
- Halloween was originally a Celtic festival.
Şu an Helsinki'de yaşıyorum ama aslında Kuopioluyum.
- I now live in Helsinki, but I'm originally from Kuopio.
Şimdi yaptığım iş yaratıcılık gerektirir.
- The work I'm doing now requires originality.
Biri diğerinden çok daha canlı olduğundan, orijinal ve kopya kolayca ayırt edilirler.
- The original and the copy are easily distinguished since the one is much more vivid than the other.
Orijinal plan hakkında ne düşünüyorsun?
- What do you think of the original plan?
... pioneering everything. ...