Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
- This is a picture of her own painting.
Resimde herkes gülümsüyor.
- Everyone is smiling in the picture.
Çocuk bir resim çizmekten zevk aldı.
- The boy enjoyed painting a picture.
Resim çizmekten hoşlanırım.
- I like to draw pictures.
Bu benim tablomun bir resmi.
- This is a picture of my painting.
Bu benim tablolarımdan birinin resmi.
- This is a picture of one of my paintings.
Elimden geldiğince kısa sürede sana bu resmin bir kopyasını göndereceğim.
- I will send you a copy of this picture as soon as I can.
Mümkün olan en kısa zamanda size o resmin bir kopyasını göndereceğiz.
- I'll send you a copy of that picture as soon as possible.
Genel görünüme bakmamız gerekiyor.
- We need to look at the big picture.
Burada genel görünüme bakman gerekiyor.
- You need to look at the big picture here.
Provence manzaraları resmedilmeye değerdir.
- The landscapes of Provence are very picturesque.
Güzel manzaranın bir resmini çekti.
- He took a picture of the beautiful landscape.
Bu resimli kartpostalların hepsi benimdir.
- All of these picture postcards are mine.
Arkadaşlarıma bu resimli kartpostalları gösterdim.
- I showed my friends these picture postcards.
Mary, Tom'un kullanıcı profilindeki sevimli buzulkuşu görüntüsünü beğendi.
- Mary liked the cute penguin picture in Tom's user profile.
Lütfen televizyon görüntüsünü ayarla.
- Please adjust the television picture.
Ben fotoğraf çekmekten hoşlanıyorum.
- I enjoy taking pictures.
Fotoğraf çekmeyi seviyor.
- She likes taking pictures.
Moonlight En İyi Film Oscar'ı'nı kazandı.
- Moonlight won the Oscar for Best Picture.
Gözlem gücüyle ilgili bir deneyde, Tom evinde iki yıldır oturmasına rağmen, oturma odasının duvarında asılı resimlerin hiçbirini tarif edemedi.
- During an experiment on powers of observation, Tom was unable to describe any of the pictures hanging on his living room wall, despite having lived in his unit for two years.
Güzelliğin en mükemmel tarafı, hiçbir resimle tarif edilememesidir.
- The best part of beauty is that which no picture can express.
Bu, benim çizimimin bir resmidir.
- This is a picture of my drawing.
Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
- This is a picture of her own painting.
Let's go to the pictures.
Picture yourself on a beach.
Casablanca is my all-time favorite picture.
She's the very picture of health.
Here's a photograph of Tom.
- Here's a picture of Tom.