Sadece biraz barış ve sessizlik istiyorum.
- I just want some peace and quiet.
Tom'un bütün istediği biraz huzur ve sessizlikti.
- All Tom wanted was some peace and quiet.
Tom Mary'den sakin olmasını rica etti.
- Tom asked Mary to be quiet.
Anne ağlayan bebeğini sakinleştiriyordu.
- The mother was quieting her crying baby.
Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.
- The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.
Sessiz ol, yoksa bebek uyanacak.
- Be quiet, or the baby will wake up.
Sadece sessizce burada oturalım.
- Let's just sit here quietly.
Tom sadece biraz huzur ve sessizlik istedi.
- Tom just wanted some peace and quiet.
Bu orman sakin ve huzurlu.
- This forest is quiet and peaceful.
Tom'dan daha huzurluyuz
- We're quieter than Tom.