When he's hungry, Marco is capable of wolfing down a kilogram of baked goods.
- Marco aç olduğu zaman bir kilo pişmiş ürünü aç kurt gibi yiyebilir.
I love the smell of freshly baked bread.
- Ben taze pişmiş ekmek kokusu seviyorum.
I'd like my steak well done.
- Bifteğimi iyi pişmiş istiyorum.
How would you like your steak done?
- Bifteğinizi nasıl pişmiş istersiniz.
I like my steak rare.
- Bifteğimi az pişmiş severim.
This steak seems rare. I wonder if it was cooked long enough.
- Bu biftek az pişmiş görünüyor. Yeterince pişmiş olup olmadığını merak ediyorum.
I'd like my steak well done.
- Bifteğimi iyi pişmiş istiyorum.
I like my meat well done.
- Etimi iyi pişmiş severim.
et orta pişmiş istiyorum.
The two boys cooked their meal between them.
- İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi.
His wife being out, he cooked dinner for himself.
- Karısı dışarıda olduğu için, kendisine akşam yemeği pişirdi.
What did you have for dinner? Grilled shrimp and baked zucchini with garlic sauce over rice noodles.
- Akşam yemeğinde ne yedin? Izgara karides ve pirinç erişte üzerinde sarımsak soslu fırında pişmiş kabak.
I like my meat well done.
- Etimi iyi pişmiş severim.
I'd like my steak well done.
- Bifteğimi iyi pişmiş istiyorum.