O, konuşmalar yapmada mükemmeldir.
- She is excellent at making speeches.
O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.
- She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such.
Şiven çok iyi. Her zaman İngiliz diye geçinebilirsin.
- Your accent is excellent. You'd pass for an Englishman any time.
Tom'un sağlığı çok iyi.
- Tom is in excellent health.
Kusursuz bir plan gibi görünüyor.
- It does seem like an excellent plan.
The song has a phat bass line.