İngilizce zorunlu bir konu.
- English is a compulsory subject.
Bazı ülkeler oy vermeyi zorunlu kılar.
- Some countries make voting compulsory.
Yemek kursu okullarda zorunlu olmalı.
- A cooking course should be mandatory in schools.
Onlar bunun orada yasak olduğunu söylemezler. Aslında onun zorunlu olduğunu söylerler.
- They don't say that it's prohibited there. In fact, they say that it's mandatory.