İki dakika içerisinde arabamızın benzini biter.
- Our car will run out of petrol in 2 minutes.
Bir litre benzinin fiyatı 12 rupiye yükseltildi.
- The price of a litre of petrol has been increased by 12 rupees.
He was a petrol sniffer.
The present world owes its convenient life to petroleum.
- Bugünkü dünya rahat yaşamını petrole borçludur.
Petroleum has been important since ancient times.
- Petrol eski çağlardan beri önemli olmuştur.
Coal, natural gas and oil are the remains of plants and animals that lived millions of years ago.
- Kömür, doğal gaz ve petrol, milyonlarca yıl önce yaşamış bitki ve hayvanların kalıntılarıdır.
Is there a gas station around here?
- Buralarda bir petrol istasyonu var mıdır?
Tom's company is drilling for oil.
- Tom'un şirketi petrol için sondaj yapıyor.
Japan has to import oil.
- Japonya petrol ithal ediyor.
The oil pipeline is leaking.
- Petrol boru hattı sızıntı yapıyor.
This oil well produces more than 100 barrels per day.
- Bu petrol kuyusu günde 100 varilden daha fazla üretiyor.
This oil well is going to make me rich.
- Bu petrol kuyusu beni zengin edecek.
This oil well is going to make me rich.
- Bu petrol kuyusu beni zengin edecek.
This oil well produces more than 100 barrels per day.
- Bu petrol kuyusu günde 100 varilden daha fazla üretiyor.
Tom works long hours at the oil refinery.
- Tom petrol rafinerisinde uzun saatler çalışır.
They're loading crude oil onto the ship.
- Gemiye ham petrol yüklüyorlar.
Crude oil is refined at this plant.
- Ham petrol bu fabrikada arıtılır.