Bir evcil hayvan olarak o bir papağan besler.
- She keeps a parrot as a pet.
Hiç evcil hayvanın var mı?
- Do you have any pets?
İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.
- The British people in general are extremely fond of their pets.
Koko'ya yeni bir evcil hayvan vermek istediler.
- They wanted to give Koko a new pet.
O, bir öğretmenin gözdesi.
- She is a teacher's pet.
O, öğretmenin gözdesidir.
- He is the teacher's pet.
Tom köpeğini okşamak için eğildi.
- Tom bent down to pet his dog.
Tom köpeğini okşamak için elini aşağıya uzattı.
- Tom reached down to pet his dog.
Onların köpeğini okşamıyorum.
- I'm not petting their dog.
Tom köpeğini okşamak için eğildi.
- Tom bent down to pet his dog.
Sen öğretmenin sevgilisisin.
- You're the teacher's pet.
There was something ludicrous, even more, unbecoming a gentleman, in leaving a friend's house in a pet, with the host's reproaches sounding in his ears, to be matched only by the bitterness of the guest's sneering retorts.
... radio, radar, microwaves, not to mention MRI scans, PET scans, x-rays. In other words, ...
... a PET scan any again this it's finding somewhere else ...