pes of

listen to the pronunciation of pes of
Englisch - Türkisch
pesler
pes
ayak
PES
(Askeri) hazırlılık değerlendirme sistemi (preparedness evaluation system)
pes
(Tıp) (Pedes). Ayak
Türkisch - Türkisch

Definition von pes of im Türkisch Türkisch wörterbuch

Pes
kalın
PES
(Osmanlı Dönemi) f. Arka, art, geri
PES
(Osmanlı Dönemi) Öyle ise, imdi
pes
Yenilgiyi kabul ettiğini belirtmek için veya birinin şaşkınlık veren davranışlarına karşılık olarak kullanılan bir söz
pes
Hafif, yavaş sesle söylenen: "Nihayet Zehra kapıya doğru yürüyünce pesten, sevinçli seslerle söyleşerek arkasından giderler."- R. H. Karay
pes
Yenilgiyi kabul ettiğini belirtmek için veya birinin şaşkınlık veren davranışlarına karşılık olarak kullanılır
pes
Hafif, yavaş sesle söylenen
Englisch - Englisch

Definition von pes of im Englisch Englisch wörterbuch

PES
IEEE Power Engineering Society
PES
polyethersulfone
PES
Pro Evolution Soccer|Pro Evolution Soccer]]
PEs
polyester
pes
Pharmaceutical Evaluation Section
pes
Public Expenditure Survey
pes
the foot of a human
pes
the hoof of a quadruped
pes
Packetized Elementary Stream: In MPEG-2, after the media stream has been digitized and compressed, it is formatted into packets before it is multiplexed into either a Program Stream or Transport Stream
pes
Polyethersulphone
pes
clubfoot or talipes
pes
the foot of a human being; "his bare feet projected from his trousers"; "armored from head to foot"
pes
The distal segment of the hind limb of vertebrates, including the tarsus and foot
pes
Promotion Eligibility Status
pes
Personal Earth Station
pes
foot
pes
Public Employment Service
pes
{i} foot; part that resembles a foot (Medicine)
Türkisch - Englisch

Definition von pes of im Türkisch Englisch wörterbuch

pes
low

Tom has a low-pitched voice. - Tom'un pes bir sesi var.

pes
low-pitched

Tom has a low-pitched voice. - Tom'un pes bir sesi var.

pes
i give up!

All right, I give up. - Pekala, pes ediyorum.

All right, fine. That's it; I give up. You win. I'm leaving. I hope you're satisfied. - Pekala, tamam. Bu kadar; Pes ediyorum. Sen kazanıyorsun. Ayrılıyorum. Umarım sen de tatmin olmuşsun.

pes
this is the limit!
pes
low pitched
pes
soft, low (in pitch and volume)
pes
deep

Tom has a deep voice. - Tom'un pes bir sesi var.

pes
bass
pes
grave
pes
soft
pes
low, soft, low-pitched
pes
(speaking) softly
pes of
Favoriten