Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

pertaining to a setting, pertaining to a surrounding environment

listen to the pronunciation of pertaining to a setting, pertaining to a surrounding environment
Englisch - Türkisch

Definition von pertaining to a setting, pertaining to a surrounding environment im Englisch Türkisch wörterbuch

background
{i} fon

Fon müziği ile okumayı severim. - I like to read with background music.

Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür. - Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.

background
arka plan

O her zaman arka plandadır. - He is always in the background.

Bunun benim arka planımla alakası yok. - This has no relevance to my background.

background
{i} arka plân

O her zaman arka plandadır. - He is always in the background.

Resmin arka planında bir kale var. - There is a castle in the background of the picture.

background
(Ticaret) eğitim ve yetişme durumu
background
{i} özgeçmiş

Çok yönlü bir özgeçmişi var. - There's a very sophisticated background.

Tom'un özgeçmişi muhasebede. - Tom's background is in accounting.

background
(Bilgisayar) art alan zemin
background
arkaplan
background
{i} geçmiş deneyimler
background
in the background gözden uzak
background
muğlak
background
muhit ve tahsili
background
keep in the background arka planda kalmak
background
{i} zemin

Norveç bayrağında kırmızı zemin üzerinde beyaz kenarlıklı koyu mavi Nordik haç vardır ve 1821 yılından kalmadır. - The Norwegian flag has a dark blue Nordic cross with white border on a red background, and it is from 1821.

background
(isim) özgeçmiş, geçmiş deneyimler; sosyal çevre; arka plân, geri plân; fon, zemin; geçmiş
background
arkaplan artalan
background
belirsiz
background
{i} geri plân
background
bir kimsenin geçmişteki görgü
Englisch - Englisch
{s} background
pertaining to a setting, pertaining to a surrounding environment
Favoriten