Hiç yurt dışına çıktın mı?
- Have you ever been outside the country?
Kendi ülkesinde yurt dışına yolculuk etti.
- He traveled abroad in his own country.
Memleketime geri döneceğim.
- I am going back to my native country.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Köylü insanlar genelde yabancılardan korkar.
- Country people are often afraid of strangers.
Her yaz köye giderim.
- I go to the country every summer.
Eğer karın sana ihanet ederse, şükret ki o sadece sana ihanet etti vatanına değil.
- If your wife cheated on you, thank God she only cheated on you and did not betray the country.
Bir pasaport sizi bir ülkenin bir vatandaşı olarak tanımlar ve yabancı ülkelere seyahat etmene imkan verir.
- A passport identifies you as a citizen of a country and allows you to travel to foreign countries.
Bu ülkenin halkı her zamanki gibi politikadan bıkıp usanmış durumdadır.
- The people of this country are sick and tired of politics as usual.
Bu ülkenin halkı siyasi yönetimden hayalkırıklığına uğradı.
- The people of this country have become disillusioned with the political establishment.
Hükümet üç günlük ulusal yas ilan etti. Ülke genelinde bayraklar yarıya indirildi.
- The government has declared three days of national mourning. Flags across the country have been lowered to half-mast.
O ülke, ulusumuzun iç işlerine karıştı.
- That country intervened in the internal affairs of our nation.
Valon Bölgesi güzel bir ülkedir.
- Wallonia is a beautiful country.
Kırsal bölge güzeldir.
- The countryside is beautiful.
Her yaz kırsala giderim.
- Every summer I go to the countryside.
Biz kırda sessiz bir gün geçirdik.
- We spent a quiet day in the country.
Hükümet ülkemizi temiz ve yeşil hale getirmek için çaba sarf etmiştir.
- The government has made efforts to make our country clean and green.
Ben kırsalda bir hafta geçirdikten sonra tamamen tazelenmiş hissediyorum.
- I feel completely refreshed after spending a week in the country.