Buradaki kişisel bilgisayar sistemi değiştiremediği için hiçbir şey yapılamaz.
- Because the personal computer here cannot change the system, nothing can be done.
Dün yeni bir kişisel bilgisayar satın aldım.
- I bought a new personal computer yesterday.
Bu şahsi çeki nerede bozdurabilirim?
- Where can I cash this personal check?
Bir anlaşmazlığımız olduğunda, neden her zaman bu kadar şahsi algılıyorsun?
- Why do you always have to get so personal when we have an argument?
Bu Tom Jackson, benim özel asistanım.
- This is Tom Jackson, my personal assistant.
Bir web sayfasında, Larry Ewing'in özel hayatı paylaşıldı.
- Personal life of Larry Ewing was shared in a website.
Bence bu kişiye özel.
- I think it's personal.
One out of three persons in this city has his own car.
- In dieser Stadt hat eine von drei Personen ihr eigenes Auto.
These elevators are each capable of carrying ten persons.
- Jeder dieser Aufzüge kann zehn Personen befördern.