Bizzat git ve onunla görüş.
- Go and see him in person.
O oraya bizzat gitti.
- He went there in person.
Tom oraya bizzat kendisi gitti.
- Tom went there in person.
Onu şahsen görmeye gidersen, o memnun olur.
- She will be glad if you go to see her in person.
Tom bize şahsen geleceğini söyledi.
- Tom told us that he'd come in person.