person, human, human being

listen to the pronunciation of person, human, human being
Englisch - Türkisch

Definition von person, human, human being im Englisch Türkisch wörterbuch

someone
birisi

Sanırım birisi oraya gitti. - I think that someone went there.

Birisinin kapıyı çaldığını duydum. - I heard someone knock on the door.

person, human being
kişi
someone
bir kimse

Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor. - A certain someone is being awfully fragile today.

O, şüpheleneceğin bir kimse değildi. - He wasn't someone you'd suspect.

someone
şahsiyet
someone
biri

Biri bu kitabın ilk üç sayfasını yırtmış. - Someone has ripped out the first three pages of this book.

Kaybedecek bir şeyi olmayan birine meydan okuma. - Don't challenge someone who has nothing to lose.

someone
kimse

Neden kimse Tom'a yardım etmedi? - Why didn't someone help Tom?

Sıkılmış bir yumrukla kimsenin elini sıkamazsın. - You can't shake someone's hand with a clenched fist.

someone
önemli kimse
Englisch - Englisch
{i} someone
person, human being
{i} human
person, human, human being
Favoriten