permanent political position

listen to the pronunciation of permanent political position
Englisch - Türkisch

Definition von permanent political position im Englisch Türkisch wörterbuch

office
büro

Onun bürosunu bulmak kolaydı. - Finding her office was easy.

Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır. - Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you.

office
{i} makam
office
{i} ofis

Onun ofisini bulmak kolaydı. - It was easy to find his office.

Babam ofisine genellikle otobüsle gider. - My father usually goes to his office by bus.

office
orun
office
kalem
office
devlet dairesi
permanent position
kalıcı pozisyon
office
{i} ambar
office
{i} dini tören
office
{i} görev, vazife
office
{i} iş, memuriyet
office
(Avrupa Birliği) büro, işyeri, bölüm, daire
office

İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım. - Having finished my work, I left the office.

Patron, yazıhanenin üzerindeki balkonda işçileri gözleyerek gezindi. - The boss strolled around the balcony above the office, observing the workers.

office
(isim) ofis, büro, devlet dairesi, bakanlık, görev, sorumluluk, ima, kiler, ambar, dini tören, makam
office
officeholder devlet memuru
office
ticarethane
office
{i} ima
office
{i} büro, yazıhane, işyeri, daire, ofis
office
office hours çalışma saatleri
office
bu daireye mensup memurlar
office
{i} bakanlık
Englisch - Englisch
office
permanent political position

    Silbentrennung

    per·ma·nent po·li·ti·cal po·si·tion

    Türkische aussprache

    pırmınınt pılîtıkıl pızîşın

    Aussprache

    /ˈpərmənənt pəˈlətəkəl pəˈzəsʜən/ /ˈpɜrmənənt pəˈlɪtəkəl pəˈzɪʃən/
Favoriten