Bu, bizim geçen sene kaldığımız oteldir.
- This is the hotel where we stayed last year.
Babası geçen sene ölmüş.
- His father died last year.
O üç yıldır Japonya'da.
- He has been in Japan for three years.
Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor.
- Visitors to that town increase in number year by year.
On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.
- I learned to play guitar when I was ten years old.
Sam Tom'dan iki yaş küçük.
- Sam is two years younger than Tom.
Her zaman gelecek yıl vardır.
- There's always next year.
Japonya bu yıl her zamankinden daha çok araba üretti.
- Japan has produced more cars than ever this year.
Ruslar Fransız yollarını kopyalar, ancak daima elli yıl sonra.
- The Russians copy the French ways, but always fifty years later.
İskoçyalı ve en az on iki yıllık değilse, o zaman viski değildir.
- If it's not from Scotland and it hasn't been aged at least twelve years, then it isn't whisky.
Yılın bu zamanında bir sürü karımız var.
- We have a lot of snow at this time of the year.
İlk birkaç yıl zordu.
- The first few years were difficult.
Boston geçen yıl ziyaret ettiğim şehirlerden sadece biri.
- Boston is just one of the cities I visited last year.