Bir ilk yardım görevlisi olan Tom, kalp krizi geçiren birisi üzerinde manevi olarak CPR yapmakla yükümlüdür.
- As a first-aider, Tom is morally obligated to perform CPR on someone who's had a heart attack.
Tom 100 saat toplum hizmeti yapmak zorundaydı.
- Tom had to perform 100 hours of community service.
Söz vermek bir şeydir, ve diğeri yerine getirmektir.
- It is one thing to promise, and another to perform.
Cumartesi günü benimle bir oyunun canlı performansını görmek ister misin?
- Would you like to see a live performance of a play with me Saturday?
Oyuncu, harika bir başarı gerçekleştirdi.
- The player performed a wonderful feat.
Onlar böyle bir görevi gerçekleştirmek için yenilikçi bir teknik kullanacaklar.
- They will use an innovative technique to perform such a task.
Doktor ameliyatı gerçekleştirdi.
- The doctor performed the operation.
Oyuncu, harika bir başarı gerçekleştirdi.
- The player performed a wonderful feat.
The string quartet performed three pieces by Haydn.
It took him only twenty minutes to perform the task.
... to have that script performed by the local town troop. ...
... that has performed in the Olympics. ...