perceived, beheld, skilled, versed

listen to the pronunciation of perceived, beheld, skilled, versed
Englisch - Türkisch

Definition von perceived, beheld, skilled, versed im Englisch Türkisch wörterbuch

seen
görülen

Tepeden görülen yükselen güneş güzeldi. - The rising sun seen from the top was beautiful.

Gökyüzünde görülen bir sürü yıldız vardı. - There were a lot of stars seen in the sky.

seen
gözükmek
seen
görülmek

Onlarla görülmekten utanmam. - I am not ashamed to be seen with them.

Tom, Mary'yle görülmek istemiyordu. - Tom didn't want to be seen with Mary.

seen
{f} gör

Son zamanlarda onu görmedim - I have not seen him lately.

Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim. - I've never seen such a wonderful sunset.

seen
görüldü

Ben camı kırarken görüldüm. - I was seen to break the window.

O, evin dışına giderken görüldü. - He was seen going out of the house.

seen
f., bak. see 1
Englisch - Englisch
{a} seen
perceived, beheld, skilled, versed
Favoriten