perceived, beheld, skilled, versed

listen to the pronunciation of perceived, beheld, skilled, versed
Englisch - Türkisch

Definition von perceived, beheld, skilled, versed im Englisch Türkisch wörterbuch

seen
görülen

Görülen bir şey, asla görülmemiş gibi olmaz. - What has been seen can not be unseen.

Tepeden görülen yükselen güneş güzeldi. - The rising sun seen from the top was beautiful.

seen
gözükmek
seen
görülmek

Sonuç görülmek için kalır. - The result remains to be seen.

Onlarla görülmekten utanmam. - I am not ashamed to be seen with them.

seen
{f} gör

Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim. - I had never seen a panda until I went to China.

Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım. - I turned off the TV because I had seen the movie before.

seen
görüldü

Ben camı kırarken görüldüm. - I was seen to break the window.

Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler. - The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.

seen
f., bak. see 1
Englisch - Englisch
{a} seen