perceive to be the same

listen to the pronunciation of perceive to be the same
Englisch - Türkisch
aynılığın farkına var
ayniligin farkına var
recognize
tanımak

Tom Mary'yi oldukça iyi açıkladı, bu yüzden onu görünce onu tanımak kolaydı. - Tom described Mary quite well, so it was easy to recognize her when I saw her.

Satıcılar ve alıcılar anonimdir ve tanımak çok zordur. - Sellers and buyers are anonymous and very hard to recognize.

recognize
(Politika, Siyaset) teşhis etmek
recognize
{f} farkına varmak
recognize
{f} farketmek

Başkalarının hatalarını fark etmek kendi hatlarımızı farketmekten daha kolaydır. - It's easier to recognize other people's mistakes than our own.

recognize
{f} kabul etmek
recognise
f., İng., bak. recognize
recognise
(Ticaret) tahakkuk etmek
recognize
söz hakkı vermek
recognize
farkında olmak
recognize
haklı bulmak
recognize
{f} ayırt etmek
recognise
tanı

Ben kendi türümü tanıyabilirim. - I can recognise my own kind.

Bu resimdeki kişiyi tanıyabilir misin? - Can you recognise the person in this picture?

recognize
görmek
recognize
takdir etmek
recognize
farkına var

Başarısızlığının farkına varmalısın. - You must recognize your failure.

recognise
(Ticaret) gerçekleşmek
recognize
Anımsamak
recognize
(fiil) farketmek, farkına varmak, tanımak, onaylamak, ayırt etmek, kabul etmek, itiraf etmek, takdir etmek, söz hakkı tanımak
recognize
{f} söz hakkı tanımak
Englisch - Englisch
recognize
recognise
perceive to be the same

    Silbentrennung

    per·ceive to be the same

    Türkische aussprache

    pırsiv tı bi dhi seym

    Aussprache

    /pərˈsēv tə bē ᴛʜē ˈsām/ /pɜrˈsiːv tə biː ðiː ˈseɪm/
Favoriten