Tom oyların sadece yüzde birini aldı.
- Tom received only one per cent of the vote.
Yalnız iki karar verdiğinden dolayı yılda sadece bir hata yapan insan zamanla ilgili yüzde elli hatalıdır.
- The man who makes but one mistake a year because he makes but two decisions is wrong fifty per cent of the time.
Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor.
- As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.
Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.
- Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there.
Onun, şirkette yüzde 10'luk bir hissesi var.
- She has a 10 percent interest in the company.
Tom bu şirkette yüzde otuzluk bir hisseye sahip.
- Tom has a thirty percent interest in the company.
A resolution must receive fifty-one percent of the votes to pass.
... rebuilding the use March would actually a much better use about $1 per cent the ...