Çinliler cana yakın bir millettir.
- The Chinese are a friendly people.
Tokyo'da her çeşit millet yaşar.
- All sorts of people live in Tokyo.
Silahlar insanları öldürmez. İnsanlar insanları öldürür.
- Guns don't kill people. People kill people.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
- Traveling makes people knowledgeable.
Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
- Some young Japanese people prefer being single to being married.
Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!
- People of Almaty, let us create a child-friendly city!
Bu onların diğer uluslarla ortak neye sahip olduklarıdır.
- This is what they have in common with other peoples.
Yahudiler Tanrı tarafından seçilmiş bir ulustur.
- Jews are a people chosen by God.
Dünyada birçok insan açtır.
- Many people in the world are hungry.
Dünya aptal insanlarla dolu.
- The world is full of dumb people.
Caddede bir kalabalık var.
- There is a crowd of people on the street.
İnsanları işaret etmek kalabalıktır.
- It is rude to point at people.
Tom ünlü kişilerin taklitlerini yapar.
- Tom does impersonations of famous people.
Onun romanları genç kişiler arasında ünlüdür.
- His novels are popular among young people.
İnsanları çikolatanın vanilya olduğuna ne kadar ikna etmeye çalışırsan çalış, o hala çikolata, kendini ve başka birilerini vanilya olduğuna ikna etmeyi becerebilsen de.
- No matter how much you try to convince people that chocolate is vanilla, it'll still be chocolate, even though you may manage to convince yourself and a few others that it's vanilla.
Belki birilerine sormalısın ve diğer insanların ne düşündüğünü anlamalısın.
- Maybe you should ask around and see what other people think.
Hiç kimse tam olarak kaç kişinin kendilerini hippi kabul ettiklerini bilmez.
- No one knows exactly how many people considered themselves hippies.
Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı.
- There were cars burning, people dying, and nobody could help them.
Ailemde dört kişi var.
- There are four people in my family.
Sadece birkaç kişi beni anladı.
- Only a few people understood me.
Herkesin hukuku bilmesi gerekiyor ama birkaç kişi gerçekten biliyor.
- Everybody is supposed to know the law, but few people really do.
Herkes kibar insanları sever.
- Everybody likes polite people.
Tanıştığınız insanların ellerine dikkat edin ve onların ne kadar farklı ve ilginç olduklarını gördüğünüze şaşıracaksınız.
- Notice the hands of the people you meet and you will be surprised to see how different and how interesting they are.
İnsanlar ellerinden geleni yapmalıdır.
- People should do their best.
He would not be alone, who all things can; / But peopled Heav'n with Angels, Earth with Man.
The ox knows its owner, and the ass its master's crib; but Israel does not know, my people does not understand.
Can I have one of my people get back to your people, Mr. President? She tried to slam the phone back into the base and failed.
My people lived through the Black Plague and the Thirty Years War.
/ As thick and numberless / As the gay motes that people the Sun Beams, /.