Köylüler hükümdara karşı ayaklandılar.
- The peasants rose up in rebellion against the ruler.
Fakir bir köylüden başka bir şey değilim.
- I am nothing but a poor peasant.
Bu keşif, fakir çiftçilerin aleyhine oldu.
- This discovery has been exploited to the detriment of the poor peasants.
Yaşlı bir köylüye benziyorum.
- I look like an old peasant.
Fakir bir köylüden başka bir şey değilim.
- I am nothing but a poor peasant.
Köylüler pirinç ekiyorlardı.
- The peasants were planting rice.
Yoksul köylüler patates yediler.
- The poor peasants ate potatoes.