Onun inci gibi dişleri var.
- She has pearly teeth.
Ben armutları boşuna aldım.
- I got the pears for nothing.
Bizim Japonya'da yediğimiz armutlar neredeyse elmaya benziyorlar.
- The pears we eat in Japan look almost like apples.
Benim sol alt arka dişim ağrıyor.
- My lower left back tooth hurts.
Dün bir dişim ağrıyordu.
- I had a toothache yesterday.
pearly colour:.
A trio of pears pared to a pair of pears.