pazarlama

listen to the pronunciation of pazarlama
Türkisch - Englisch
marketing

He is the manager of the marketing department. - O, pazarlama bölümü yöneticisidir.

He's the manager of the marketing department. - O pazarlama bölümünün müdürü.

marketing (of a product)
pazarlama aracı
(Ticaret) marketing tool
pazarlama asistanı
(Ticaret) marketing assistant
pazarlama deneyi
(Turizm) test marketing
pazarlama karması
(Ticaret) marketing mix
pazarlama kavramı
(Ticaret) marketing concept
pazarlama kurumu
(Ticaret) marketing association
pazarlama planı
marketing plan
pazarlama programı
(Ticaret) marketing program
pazarlama sistemi
(Ticaret) marketing system
pazarlama sonrası
post-marketing
pazarlama sorumlusu
(Ticaret) marketing supervisor
pazarlama stratejileri
(Ticaret) marketing strategies
pazarlama ve dağıtım
(Ticaret) marketing and distribution
pazarlama ve satış
marketing and sale
pazarlama yetkisi
(Tıp) marketing authorization
pazarlama uzmanı
(Pazarlama) Marketing specialist
pazarlama ahlakı
marketing ethic
pazarlama analizi
(Ticaret) marketing inquiry
pazarlama aracıları
(Ticaret) marketing intermediaries
pazarlama bilgisi
(Ticaret) marketing knowhow
pazarlama birlikleri
(Ticaret) marketing board
pazarlama bütçesi
(Ticaret) marketing budget
pazarlama departmanı
sales department
pazarlama değişmeleri
(Ticaret) marketing modifications
pazarlama enstrümanı
(Ticaret) marketing instrument
pazarlama etiği
(Ticaret) marketing ethics
pazarlama etüdü
(Ticaret) marketing study
pazarlama giderleri
(Ticaret) cost or marketing
pazarlama hedefleri
(Ticaret) marketing objectives
pazarlama kampanyası
(Ticaret) marketing drive
pazarlama kampanyası
marketing campaign
pazarlama komitesi
(Ticaret) marketing committee
pazarlama kotası
(Ticaret) marketing quota
pazarlama kurulu başkanı
(Ticaret) chief marketing officer
pazarlama kuruluşu
(Ticaret) marketing organization
pazarlama literatürü
marketing literature
pazarlama mahreci
(Ticaret) marketing outlet
pazarlama maliyeti analizi
(Ticaret) marketing cost analysis
pazarlama masrafları
(Ticaret) marketing costs
pazarlama masrafları
(Ticaret) marketing cost
pazarlama merkezi
(Ticaret) marketing centre
pazarlama müdürü
sales manager
pazarlama mümessili
sales representative
pazarlama olanağı
marketing opportunity
pazarlama ortamı
(Ticaret) marketing environment
pazarlama politikası
(Ticaret) marketing policy
pazarlama sağlık hizmetleri
(Tıp) marketing of health services
pazarlama sonrası gözetim
(Tıp) post marketing surveillance
pazarlama taktiği
marketing ploy
pazarlama uygulayıcıları
(Ticaret) marketing performers
pazarlama uzmanı
(Ticaret) marketing expert
pazarlama verimliliği
(Ticaret) marketing productivity
pazarlama yapmak
do marketing
pazarlama yetki sahibi
(Tıp) marketing authorization holder
pazarlama yönetimi
marketing management
pazarlama yönetmeni
marketing method
pazarlama çalışmaları
marketing exercises
pazarlama örgütü
(Ticaret) marketing organisation
pazarlama şartları
(Ticaret) marketing conditions
pazarlama şirketi
(Ticaret) marketing company
birebir pazarlama
one to one marketing
geleneksel pazarlama
traditional marketing
kitle pazarlama
(Ticaret) mass marketing
kitlesel pazarlama
(Ticaret) mass marketing
marka pazarlama
brand marketing
organizasyon pazarlama
(Ticaret) organization marketing
sinsi pazarlama
(Ticaret) ambush marketing
tele pazarlama
telemarketing
tele-pazarlama
(Ticaret) telemarketing
tuzak pazarlama
(Ticaret) ambush marketing
pazarla
{f} marketed
dış pazarlama
external marketing
hassas pazarlama
precision marketing
pazarla
{f} market

Many efforts have been make to develop market for imports. - İthalatlar için pazarlar geliştirmek için epeyce çaba sarfedilmektedir.

With work, we can expand our markets. - Çalışarak, pazarlarımızı genişletebiliriz.

pazarla
{f} marketing

She works in marketing. - O, pazarlamada çalışır.

I don't know anything about marketing. - Pazarlama hakkında bir şey bilmiyorum.

Savunma Bakanlığı Yeniden Değerlendirme ve Pazarlama Dairesi
(Askeri) Defense Reutilization and Marketing Office
agresif pazarlama
(Ticaret) aggressive marketing
evde pazarlama yöntemi
(Ticaret) in-home retailing
modern pazarlama
modern marketing
otel pazarlama birliği
(Turizm) hma
pazarla
merchandise
pazarlamak
market

Christmas is a good time to market new toys. - Noel yeni oyuncaklar pazarlamak için iyi bir zamandır.

profesyonel pazarlama
(Turizm) professional marketing
seyahat pazarlama
(Turizm) travel marketing
sorun çözmeli pazarlama
(Turizm) problem solving marketing
tele pazarlama sistemi
(Ticaret) inbound telemarketing
toplumsal pazarlama kavramı
(Ticaret) societal marketing concept
toptan pazarlama
(Ticaret) wholesale marketing
tur pazarlama
(Turizm) tour marketing
çiftlik ürünü--pazarlama
(Tarım) farm produce--marketing
Türkisch - Türkisch
Vermarktung
Bir ürünün, bir malın, bir hizmetin satışını geliştirmek amacıyla tanıtmayı, paketlemeyi, satış elemanlarının yetişmesini, piyasa ihtiyaçlarını tespit etme ve karşılamayı içeren etkinliklerin bütünü
Pazarlamak işi
(Hukuk) MARKETİNG
dış pazarlama
Başka ülkelere birtakım ürünleri satma, bu yolla ticaret yapma
pazarlamak
Malı satacak uygun piyasa bulmak
Englisch - Türkisch

Definition von pazarlama im Englisch Türkisch wörterbuch

pazarlama müdürü
marketing manager
pazarlama
Favoriten