Ben tam ödemeyi kısmi ödemeye tercih ederim.
- I prefer payment in full to payment in part.
Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi.
- According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st.
Ben toplu ödemeyi taksitle ödemeye tercih ederim.
- I prefer payment in full to payment in part.
Araştırmayı tamamlamak için gereken mesleki hizmetler ücrete dahildir.
- The fee includes the payment for professional services needed to complete the survey.
O, resimler vasıtasıyla fikrini açıkladı.
- She explained her idea by means of pictures.
Bazı kaçış vasıtaları bulmalıyız.
- We must devise some means of escape.
İngilizce bir haberleşme aracıdır.
- English is a means of communication.
Ancak, sadece insan topluluğunun bir iletişim aracı olarak sözlü dili vardır.
- However, only the human community has verbal languages as a means of communication.
Taşımacılık araçlarımız yok.
- We have no means of transportation.
Bir araba, bir bisiklet, bir uçak, bir tekne ve bir tren tümü ulaştırma araçlarıdır.
- A car, a bicycle, an airplane, a boat, and a train are all means of transportation.
Peşinat için yeterli para biriktirebilir misin?
- Can you save enough money for the down payment?
Tom onun peşinatını ona geri vermemizi istedi.
- Tom demanded that we give him back his down payment.
Tom kazandığından çok para harcıyor.
- Tom lives beyond his means.
Başarı çok para anlamına gelir, değil mi?
- Success means much money, doesn't it?
Bu işaret yürüme anlamına gelir.
- This signal means don't walk.
Amnezi, hafıza kaybı anlamına gelir.
- Amnesia means loss of memory.
O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.
- He contrived a means of speaking to Nancy privately.
Mümkün olan tüm yollarla bir savaşı önlemeliyiz.
- We must prevent a war by all possible means.
Ne pahasına olursa olsun, onu istediğini söyledin!
- You said you wanted it by any means!
İngiliz dili şüphesiz en kolay ve aynı zamanda uluslararası iletişimin en etkili aracıdır.
- The English language is undoubtedly the easiest and at the same time the most efficient means of international communication.
Şüphesiz boğulan çocuğu kurtarmalıyım.
- I must save the drowning child by all means.
You can't afford this house. Your PITI payment would be too high for your income.
The employer payed a back payment to his employee on his wages from 3 months earlier.
These commitments of troops, trainers, and civilians represent a strong down payment on the future of our mission in Afghanistan and on the future of NATO.
An important legal distinction is the difference between bribery and “grease payments,” which are paid in these countries not to affect someone’s decision-making but to speed the process of dealing with government.
Lubrication payments are made with requests for a person to perform a task faster or more efficiently, whereas subornation is an is an act of asking officials to neglect their duties or do something illegal.
... mobile, that collects all of your payment information when ...
... and Bryce we got down payment to start connecting more than 15,000 schools ...