paylaştırıcı

listen to the pronunciation of paylaştırıcı
Türkisch - Englisch
(İnşaat) divider
server
paylaş
{f} shared

She shared her piece of cake with me. - O, kek parçasını benimle paylaştı.

I shared my room with sysko. - Ben odamı sysko ile paylaştım.

paylaş
divvy up
paylaş
{f} sharing

I'm sharing my flat with my brother. - Apartman dairemi erkek kardeşimle paylaşıyorum.

Nakido is a file sharing platform. - Nakido bir dosya paylaşım platformudur.

paylaş
{f} share

I share the room with my sister. - Odayı kız kardeşimle paylaşıyorum.

Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband. - Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.

paylaştırıcı
Favoriten