Trafik ışıklarına dikkat etmek zorundayız.
- We must pay attention to the traffic light.
Size söyledim, bacaklarınıza ve ayaklarınıza dikkat etmek zorundaydınız.
- I told you you had to pay attention to your legs and feet.
Trafik ışıklarına dikkat etmek zorundayız.
- We must pay attention to the traffic light.
Tom Mary'nin söylediklerine dikkat etmek zorunda değil.
- Tom doesn't have to pay attention to what Mary says.
Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.
- The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place.
İnsan paranın zaman olduğunu akılda tutmalıdır.
- One should bear in mind that time is money.
Bana dikkatini vermen için ne yapabilirim?
- What can I do to make you pay attention to me?
Dikkatini verebilir misin?
- Can you pay attention?
Tom çocuklar yedikten sonra yemek yemeye önem vermediğini söyledi.
- Tom said he didn't mind eating after the children ate.
Bir yapının inşa edilebilmesinden önce mimarın zihninde yüzlerce kez canlandırılması gerekir.
- A building, before it can be constructed, has to be visualized hundreds of times in the mind of an architect.
Aklı mutlu düşüncelerle doluydu.
- His mind was filled with happy thoughts.
Biz neredeyse birbirimizin düşüncelerini okuyabiliriz.
- We can just about read each other's minds.
Tom aklına gelen ilk şeyi söyleme eğilimindedir.
- Tom tends to say the first thing that comes to his mind.
Son anda aklına iyi bir fikir geldi.
- A good idea came across his mind at the last moment.
Aklıma iyi bir fikir geldi.
- A good idea came across my mind.
Please pay attention to the danger signs.
... you should pay attention to this campaign, because Governor Romney has made some commitments ...