patrol

listen to the pronunciation of patrol
Englisch - Türkisch
{i} devriye

Devriye arabası kayarak durdu. - The patrol car skidded to a stop.

Askerler askeri bir araçta devriye giderler. - Soldiers go on patrol in a military vehicle.

korumak
karakol gezmek
gözlemek
devriye gezmek

O bölgede devriye gezmek için on polis ayrıldı. - Ten policemen were assigned to patrol that area.

{i} askeri devriye
{f} devriye gez

O bölgede devriye gezmek için on polis ayrıldı. - Ten policemen were assigned to patrol that area.

Polisler caddede devriye geziyorlardı. - The police were patrolling the street.

devriye gezme

O bölgede devriye gezmek için on polis ayrıldı. - Ten policemen were assigned to patrol that area.

dolaş/devriye gez
{i} keşif kolu
(Askeri) İNZİBAT DEVRİYESİ: Belirli bir süre içinde, tahsis edilen bir bölgede kanun ve yönetmeliklere uygun hareketi sağlayan, normal olarak iki inzibat erinden ibaret, bir askeri inzibat devriyesi. Bu devriye; yaya, motorlu, tren ve terminal, deniz veya hava devriyesi olabilir ve görevini sivil polis, diğer sınıf veya milletlerden personel ile birlikte yerine getirebilir. Bak. "combat patrol"
(fiil) devriye gezmek
patrolman polis
patrol wagon tutukluları karakola götürmeye mahsus polis arabası
devriye polis
(Askeri) devriye atmak
kol
patrol boat
devriye botu
patrol ship
devriye gemisi
patrol wagon
tutuklu nakil arabası
patrol car
Devriye arabası

Kaç tane devriye arabası görüyorsun? - How many patrol cars do you see?

Polis Tom'a devriye arabasının arkasında oturmasını söyledi. - The police told Tom to sit in the back of the patrol car.

patrol officer
devriye gezen polis
patrol aircraft
(Askeri) DENİZ KUVVETLERİ DEVRİYE UÇAĞI: Keşif faaliyetleri için ve düşman deniz araçlarına karşı kullanılmak üzere özel surette imal edilen ve kıyıda veya gemide üslenen Deniz Kuvvetleri uçağı. Bak. "maritime aircraft"
patrol bases
(Askeri) keşif kolu üsleri
patrol bases
(Askeri) Devriye üsleri
patrol boat
(Askeri) KARAKOL GEMİSİ: Limanların ve karasularının karakol hizmetinde kullanılan küçük deniz aracı
patrol bomber
(Askeri) DENİZ KEŞİF BOMBARDIMAN UÇAĞI: Keşif faaliyetlerinde kullanılan, uzun menzilli, bombardıman yapmaya muktedir ve savunma kabiliyeti yüksek; iki veya dört motorlu, büyük deniz uçağı
patrol craft; personal computer; pilot in command; principals committee
(Askeri) karakol gemisi/uçağı; kişisel bilgisayar; uçağı idare eden pilot; başkanlar komitesi
patrol dog
(Askeri) devriye köpeği
patrol duty
(Askeri) devriye nöbeti
patrol mission
(Askeri) keşif kolu görevi
patrol one's beat
devriyeye çıkmak
patrol ship
(Askeri) karakol gemisi
patrol the border
sınır korumak
patrol the border
sınırı korumak
patrol torpedo boat
devriye torpido botu
particle beam; patrol boat; President's budget
(Askeri) parçacık ışın; küçük karakol/devriye botu; Başkanın bütçesi
combat air patrol
(Askeri) muharebe hava devriyesi
combat air patrol
(Askeri) muharebe hava karakolu
combat patrol
(Askeri) muharebe karakolu
harbour patrol
(Askeri) karakol
patrolling
devriye gezerek
patrolling
{i} devriye gezme
patrolling
{f} devriye gez

Polisler caddede devriye geziyorlardı. - The police were patrolling the street.

shore patrol
sahil devriyesi
highway patrol
yol devriyesi
on patrol
devriye
Civil Air Patrol; civil augmentation program; combat air Patrol; configuration a
(Askeri) Sivil Hava Devriyesi; sivil kadro artırımı programı; muharebe hava Devriyesi; konfigürasyon ve alarm paneli; Konsolide işler süreci (Birleşmiş Milletler); kriz müdahele planlaması
Coast Guard patrol boat
(Askeri) Sahil Güvenlik devriye botu
United States Border Patrol
(Askeri) Birleşik Devletler Sınır Devriyesi
air mobile patrol
(Askeri) Uçar birlik keşif kolu
ambush patrol
(Askeri) Pusu kolu
antisubmarine patrol
(Askeri) DENİZALTI SAVUNMA KARAKOLU, DEVRİYESİ: Denizaltının hareket istikameti tespit edilebildiği zaman kullanılan, denizaltı gemilerini tespit etmek veya girişlerini önlemek üzere bir bölgede veya bir hat üzerinde yapılan devamlı ve sistemli arama
barrier combat air patrol
(Askeri) BARİYER HAVA MUHAREBE KARAKOLU: Düşman taarruzunun muhtemel yönü karşısında bir engel olarak bir kuvvetle hedef bölge arasında istihdam edilen bir veya daha fazla avcı uçağı unsuru veya bölümü. Endirek yaklaşma yollarını kullanan baskınlara karşı ilave koruma sağlamak üzere, kuvvetten kontrol şartlarının müsaadesi nispetinde uzakta kullanılır. Bakınız. "combat air control"
carrier patrol
(Askeri) motorize devriye
civil air patrol
(Askeri) sivil hava devriyesi
coastal patrol and interdiction
(Askeri) sahil devriyesi ve tecriti
combat air patrol
(Askeri) MUHAREBE HAVA KARAKOLU: Düşman hava araçlarını, hedeflerine ulaşmadan önlemek ve tahrip etmek maksadıyla, bir hedef bölgesi, korunan bir kuvvet, muharebe sahasının kritik kesimi veya bir hava savunma bölgesi üzerinde hazır bulundurulan bir hava devriyesi
combat patrol
(Askeri) MUHAREBE KARAKOLU: Müstakil muharebe yapmak üzere büyük kısımdan çıkarılmış taktik birlik; büyük kısmın ilerisini, yanına veya gerisini, icabında muharebe ederek korumakla görevlendirilmiş müfreze. Ayrıca bakınız: "patrol "
combat/fighting patrol
(Askeri) (GROUND) MUHAREBE KEŞİF KOLU (KARA): Müstakil olarak muharebeye girmek üzere büyük kısmından çıkarılmış taktik birlik. Büyük kısmın ilerisini, yan ve gerisini, icabında muharebe ederek korumak üzere görevlendirilmiş müfreze. Ayrıca bakınız: "combat air patrol", "patrol" ve "reconnaissance patrol (ground) "
contact patrol
(Askeri) İRTİBAT DEVRİYESİ: Komşu birliklerle temas temin etmek üzere görevlendirilen devriye
dawn and dusk combat air patrol
(Askeri) alacakaranlık ve şafak muharebe hava devriyesi
fighting patrol
(Askeri) MUHAREBE KARAKOLU: Bak. "combat patrol"
fixed station patrol
(Askeri) SABİT MEVKİLİ KARAKOL: Her keşif görevlisinin, bir trafik geçiş hattı üzerinde, tahsis edilmiş bir noktaya göre mevki alıp çevre sahayı araştırdığı bir keşif şekli. Keşif görevlileri, sabit bir noktada kalmayıp, verilmiş görev sahaları merkezi yakınında seyirle karakol yaparlar. Bir keşif görevlisi suüstü gemisi denizaltı veya uçak olabilir. FIXED TABLE OF ORGANIZATION AND EQUIPMENT: SABİT TEŞKİLAT VE MALZEME KADROSU: Bir çakılı birliğin kadro, personel ve malzemesini gösteren cetvel. Ayrıca bakınız: "table of organization and equipment"
flank patrol
(Askeri) yan keşif kolu
flank patrol
(Askeri) YAN KEŞİF KOLU: Vazifesi birliğin yanını korumak ve düşman hareketlerini dikkatle gözetlemek olan keşif kolu
force combat air patrol
(Askeri) KUVVET MUHAREBE HAVA KARAKOLU: Görev kuvveti olan bir kuvvetin üzerinde düşman uçaklarının tehdidini karşılamak maksadıyla bu kuvvet üzerinde uçan av uçakları topluluğu
hydrofoil patrol craft
(Askeri) HİDROFİL KARAKOL ARACI: Başlıca düşman suüstü muharip unsurlarına karşı kullanılan çabuk tepki ve taarruzi harekat imkan ve kabiliyeti olan bir karakol botu, füzesi veya hücumbotu
inshore patrol
(Askeri) iç kıyı karakolu
inshore patrol
(Askeri) KIYI SULARINDA YAPILAN KARAKOL: Genellikle bir kıyı savunma bölgesinde faaliyette bulunan bir deniz savunma karakolu. Bu karakol; liman savunmasının bütün unsurlarını, kıyı gözetleme şebekesini (coastal lookout system), karakol deniz araçlarını, destek üslerini, uçakları ve kıyı muhafaza istasyonlarını içine alır
long range reconnaissance patrol
(Askeri) uzun menzilli keşif kolu
low combat air patrol
(Askeri) alçak muharebe hava karakolu
low combat air patrol
(Askeri) alçak muharebe hava karakolu/devriyesi
maritime patrol aircraft; mission and payload assessment; mission planning agent
(Askeri) deniz karakol/devriye uçağı; görev ve taşıma yükü değerlendirmesi; görev planlama etmeni
motor patrol
(Askeri) motorlu devriye
motor patrol
(Askeri) motorlu keşif kolu
motor patrol
(Askeri) MOTORLU DEVRİYE, MOTORLU KEŞİF KOLU: Genel olarak, zırhsız bir motorlu araca bindirilmiş devriye veya keşif kolu
mounted patrol
(Askeri) MOTORİZE DEVRİYE (GÜVENLİK)
mounted patrol
(Askeri) motorize devriye
offshore patrol
(Askeri) AÇIK DENİZ KARAKOLU: Seyrüsefer yapılabilen kıyı sularının dışında görev yapan deniz savunma devriyesi. Bu devriye donanma gemilerini ve uçakları kapsayan yerel deniz savunma kuvvetlerinin bir parçası olup kıyı içi devriyelere (inshore patrol) tahsis edilen bölgenin dışında görev yapar. Ayrıca bakınız: "inshore patrol"
offshore patrol
(Askeri) Dış kıyı devriyesi
prudent limit of patrol
(Askeri) TEDBİRLİ KARAKOL SÜRESİ: Bir uçağın kendi faaliyet bölgesinden üssüne dönmek üzere ayrılmak zorunda olduğu ve söz konusu yere kötü hava koşulları için ayrılan bir emniyet payı ile (genellikle 7 20) ulaştığı süre
prudent limit of patrol
(Askeri) tedbirli karakol süresi
raid patrol
(Askeri) Akın kolu
reconnaissance patrol
keşif kolu
reconnaissance patrol
(Askeri) KEŞİF KARAKOLU: Kara kuvvetlerinde; tercihan düşmanın haberi olmadan taktik bilgi almak üzere kullanılan bir müfreze. Ayrıca bakınız: "patrol", "combat air patrol", "combat patrol"
rescue combat air patrol
(Askeri) KURTARMA MUHAREBE HAVA KARAKOLU: Düşman uçaklarını önlemek ve imha etmek maksadıyle bir muharebe araştırma ve kurtarma hedef bölgesinde görev yapan uçak devriyesi. Başlıca görevi kurtarma harekatı esnasında araştırma ve kurtarma özel görev kuvvetini korumaktır. Ayrıca bakınız: "combat air patrol"
rescue combat air patrol
(Askeri) kurtarma muharebe hava devriyesi
search patrol
(Askeri) ARAMA DEVRİYESİ: Av uçakları devriyelerinin, bir saha dahilinde, daimi surette, düşman uçaklarını aramaları şeklinde yapılan bir hava savunma sistemi. Bu sistem çok sayıda uçağa ihtiyaç gösterdiğinden, ancak bir hava haber verme ve ikaz hizmeti bulunmadığı zaman kullanılır
search patrol method
(Askeri) ARAMA DEVRİYE USULÜ: Hava savunmasında av uçaklarının kullanılmasına ait üç usulden biri. Bu usulde; verilen bir saha dahilinde, düşman uçaklarını sistemli bir şekilde aramak üzere, av uçakları gönderilir. Diğer iki usul; havada alarm usulü (air alert method) ve yerde alarm usulü (ground alert method) dür
security patrol
(Askeri) emniyet keşif kolu
security patrol
(Askeri) EMNİYET KEŞİF KOLU: Birliklerin büyük kısmını düşmanın taarruzundan koruyan keşif kolu
soldier on patrol
karakol nöbetçisi
special psychological operations (PSYOP) assessment; submarine patrol area
(Askeri) özel psikolojik harekat değerlendirmesi; denizaltı devriye bölgesi
standing patrol
(Askeri) SABİT KEŞİF KARAKOLU: Kuvveti hakkındaki karar, görevlendiren komutan tarafından verilecek olan bir keşif kolu. Görevi, keşif, dinleme, muharebe veya bunların bir karışımı olabilir. Bu keşif kolunun keşif, dinleme veya muharebe görevli keşif kolundan farkı, görevin ifası için mevzilendikten sonra, vazifesinin devamı sırasında, yetkili komutan tarafından izin verilmedikçe hareket serbestisine sahip bulunmayışıdır. Bak. "patrol"
standing patrol
(Askeri) sabit keşif karakolu
submarine patrol area
(Askeri) denizaltı karakol sahası
submarine patrol areas
(Askeri) DENİZALTI KARAKOL SAHALARI: Denizaltı faaliyetlerinin aşağıdaki koşullar sağlanarak yapılmasına olanak vermek amacıyla oluşturulmuş yasak bölge. a. Savaş zamanında dost kuvvetlerin taarruzu veya onların faaliyeti tarafından engellenmemek. b. Barış zamanında karşılıklı müdahale ve engelleme olmaması
submarine patrol zone
(Askeri) denizaltı karakol bölgesi
submarine patrol zones
(Askeri) DENİZALTI KARAKOL BÖLGELERİ: Dost kuvvetlerin harekatı veya muhtemel taarruzu ile sınırlanmayacak denizaltı harekatına imkan vermek maksadıyla tesis edilmiş deniz yasak bölgeleri
target combat air patrol
(Askeri) HEDEF MUHAREBE HAVA KARAKOLU: Düşman uçaklarının imha edilmesi amacıyla bir düşman hedef bölgesinde bulundurulan ve amfibi harekatta hedef bölgenin civarında dost kuvvetlerin gemilerini örtmek için kullanılan avcı uçakları devriyesi. Ayrıca bakınız: "combat air patrol"
traffic patrol
(Askeri) TRAFİK DEVRİYESİ: Bir araca binmiş olan ve yol üzerinde ileri geri giderek trafiğe nezaret ve trafiği bir düzen halinde tutmakla görevli bulunan bir veya birkaç er
Englisch - Englisch
The guard or men who go the rounds for observation; a detachment whose duty it is to patrol
To go the rounds along a chain of sentinels; to traverse a police district or beat
To go the rounds of, as a sentry, guard, or policeman; as, to patrol a frontier; to patrol a beat
A going of the rounds along the chain of sentinels and between the posts, by a guard, usually consisting of three or four men, to insure greater security from attacks on the outposts
A movement, by a small body of troops beyond the line of outposts, to explore the country and gain intelligence of the enemy's whereabouts
Any perambulation of a particular line or district to guard it; also, the men thus guarding; as, a customs patrol; a fire patrol

In France there is an army of patrols to secure her fiscal regulations. -A. Hamilton.

{v} to guard, to go the rounds
{n} a guard kept to walk the rounds
a group that goes through a region at regular intervals for the purpose of security
the activity of going around or through an area at regular intervals for security purposes
… A detachment of ground, sea or air forces sent out for the purpose of gathering information or carrying out a destructive, harassing, mopping-up or security mission
tr>
a detachment used for security or reconnaissance
A strategy of mate location used by male butterflies, consisting of constant flight
maintain the security of by carrying out a control
the activity of going around or through an area at regular intervals for security purposes a detachment used for security or reconnaissance a group that goes through a region at regular intervals for the purpose of security maintain the security of by carrying out a control
A patrol is a group of soldiers or vehicles that are patrolling an area. Guerrillas attacked a patrol with hand grenades
A subdivision of a Guide Unit, consisting of up to six girls, including a Patrol Leader and a Patrol Second
When soldiers, police, or guards patrol an area or building, they move around it in order to make sure that there is no trouble there. Prison officers continued to patrol the grounds within the jail. Patrol is also a noun. He failed to return from a patrol
See Boy Scout
A movement, by a small body of troops beyond the line of outposts, to explore the country and gain intelligence of the enemys whereabouts
{i} guard, watch; reconnaissance tour, scouting tour; squad car
{f} scout, make a reconnaissance tour; keep safe, maintain security
Soldiers, police, or guards who are on patrol are patrolling an area. The army is now on patrol in Srinagar and a curfew has been imposed
To go the rounds of as a sentry, guard, or policeman; as, to patrol a frontier; to patrol a beat
Small group of girls who plan and carry out activities within the troop/group
A detachment sent out by a larger unit for the purpose of gathering information or carrying out a destructive, harassing, mop up, or security mission
t To go the rounds of, as a sentry, guard, or policeman; as, to patrol a frontier; to patrol a beat
A widely used form of troop government where the troop divides into small groups
The practice of looking over a power line for trouble areas This can be done on foot, in a vehicle or by helicopter
patrol car
A police car used in a policeman's everyday duties or to respond to emergencies
patrol boat
a vessel assigned to patrol an area
patrol boat
{i} boat that patrols an area
patrol car
police car, emergency vehicle, patrol vehicle
patrol car
A patrol car is a police car used for patrolling streets and roads. = squad car. a police car that drives around the streets of a city
patrol jeep
jeep used in military patrols
patrol torpedo boat
A PT boat
patrol vessel
armed motorized ship used for escorting and to patrol near the seashore
patrol wagon
A patrol wagon is a van or truck which the police use for transporting prisoners. An enclosed police truck used to convey prisoners
dawn patrol
The act of going out for a surf at dawn, or surfers who do that
patrolled
Having regular patrols
patrolled
Simple past tense and past participle of patrol
shore patrol
A special unit of the military police of the U.S. Navy or the Royal Navy. Their duties are to police the seamen while they are on shore leave
Barrier Combat Air Patrol
BARCAP, patrol of combat aircraft to prevent penetration of enemy aircraft into a particular airspace
Combat Air Patrol
CAP, patrol flight at high or medium altitude in order to identify enemy aircraft
Desoto patrol
U.S. naval patrol designed to gather intelligence during the Vietnam War
MIG Close Air Patrol
search for enemy aircraft in a region without any specific defense assignment, MIGCAP
airborne patrol
a patrol provided by aircraft
border patrol
a group of officers who patrol the borders of a country
fire upon joint patrol
shoot at a joint patrol, fire at a patrol made up of soldiers from two or more armies
harbor patrol
patrol of officers who police a harbor area
highway patrol
A state law enforcement organization whose police officers patrol the public highways. the police who make sure that people obey the law on main roads in the US
joint patrol
patrol made by two or more people, cooperative patrol
patrolled
past of patrol
patroller
someone on patrol duty; an individual or a member of a group that patrols an area
patroller
{i} one who scouts, one who makes a reconnaissance tour; one who maintains security
patrolling
present participle of patrol
patrols
plural of patrol
police patrol
tour of police officers
round-the-clock patrol
a continuous nonstop patrol
shore patrol
coast guard, guards at the beach
shore patrol
the military police of the navy
shore patrol
A detail of the U.S. Navy, Marine Corps, or Coast Guard serving as military police ashore
united states border patrol
the mobile law enforcement arm of the Immigration and Naturalization Service that detects and prevents illegal entry of aliens into the United States
Türkisch - Englisch

Definition von patrol im Türkisch Englisch wörterbuch

karakol hattı line of patrol stations along
an international border
patrol
Favoriten