patlayan

listen to the pronunciation of patlayan
Türkisch - Englisch
eruptive
fulminating
bursting
exploded
exploding

They could hear the sounds of shots and exploding shells. - Atış seslerini ve patlayan kabuk seslerini duyabiliyorlardı.

patla
explode

The time-bomb exploded with a loud noise. - Bir saatli bomba bir gürültü ile patladı.

It exploded with a loud noise. - O, bir gürültü ile patladı.

patla
{f} bursting

The day before Thanksgiving, the supermarkets are full to bursting. - Şükran Günü'nden bir önceki gün süpermarketler patlamaya hazır.

patla
{f} exploding

They could hear the sounds of shots and exploding shells. - Atış seslerini ve patlayan kabuk seslerini duyabiliyorlardı.

patla
{f} burst

The water mains burst due to the earthquake. - Su şebekesi deprem nedeniyle patladı.

Our water pipes burst. - Bizim su boruları patlamış.

patla
fulminate
patla
{f} erupting
patla
erupt

Violence erupted all over the city because of the food shortages. - Yiyecek yokluğundan dolayı şehrin her yerinde şiddet patlak verdi.

In 1918, revolts due to the price of rice erupted all around the country. - 1918 yılında, pirinç fiyatından kaynaklanan ayaklanmalar tüm dünyada patlak verdi.

patla
{f} exploded

The time bomb exploded with a loud noise. - Saatli bomba büyük bir gürültüyle patladı.

The bomb exploded with a blinding flash. - Bomba kör edici bir parlamayla patladı.

isabetten bir süre sonra patlayan bomba
delayed action bomb
patlayan
Favoriten