patlamamış

listen to the pronunciation of patlamamış
Türkisch - Englisch
unexploded

Unexploded ordnance is found every year in Europe. - Avrupa'da her yıl patlamamış mühimmat bulunur.

The explosive ordnance disposal unit safely disposed of the unexploded bomb. - Patlayıcı madde imha ünitesi patlamamış bombayı güvenli bir şekilde imha etti.

{s} not exploded
still capable of exploding or being fired; "undischarged ammunition"; "an unexploded bomb"
used to describe something such as a bomb which has not yet exploded
patlamamış patlayıcı madde; patlamamış madde V
(Askeri) unexploded explosive ordnance; unexploded ordnance
patla
explode

The time-bomb exploded with a loud noise. - Bir saatli bomba bir gürültü ile patladı.

The news caused him to explode with anger. - Haber onun öfkeden patlamasına neden oldu.

patla
{f} bursting

The day before Thanksgiving, the supermarkets are full to bursting. - Şükran Günü'nden bir önceki gün süpermarketler patlamaya hazır.

patla
{f} exploding

They could hear the sounds of shots and exploding shells. - Atış seslerini ve patlayan kabuk seslerini duyabiliyorlardı.

patla
{f} burst

They all burst out laughing. - Onların hepsi gülmekten patladılar.

The water pipes froze and then burst. - Su boruları dondu ve sonra patladı.

patla
fulminate
patla
{f} erupting
patla
erupt

Famine followed upon the eruption of the volcano. - Yanardağ patlamasını kıtlık izledi.

People suffered heavy losses in the eruptions. - İnsanlar patlamalarda ağır kayıplara maruz kaldılar.

patla
{f} exploded

The bomb exploded with a blinding flash. - Bomba kör edici bir parlamayla patladı.

Tom was killed instantly when the bomb he was trying to defuse exploded. - Tom etkisiz hale getirmeye çalıştığı bomba patladığında anında öldü.

patlamamış
Favoriten