past participle of see

listen to the pronunciation of past participle of see
Englisch - Türkisch

Definition von past participle of see im Englisch Türkisch wörterbuch

seen
görülen

Gökyüzünde görülen bir sürü yıldız vardı. - There were a lot of stars seen in the sky.

O gün görülen bir dolunaydı. - It was a full moon that was seen that day.

seen
gözükmek
seen
görülmek

Tom, Mary'yle görülmek istemiyordu. - Tom didn't want to be seen with Mary.

Sonuç görülmek için kalır. - The result remains to be seen.

seen
{f} gör

Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım. - I turned off the TV because I had seen the movie before.

Mikroplar sadece bir mikroskop yardımıyla görülebilir. - Germs can only be seen with the aid of a microscope.

seen
görüldü

Ben camı kırarken görüldüm. - I was seen to break the window.

Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler. - The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.

seen
f., bak. see 1
Englisch - Englisch
seen
past participle of
awoken
past participle of
unfastened
past participle of
unblocked
past participle of see
Favoriten