Sami hafta sonunu uykuda geçirdi.
- Sami slept away the weekend.
Tom elbiseleriyle uyumuş gibi görünüyordu.
- Tom looked like he'd slept in his clothes.
Tom uzun zaman uyumuş olmalı.
- Tom must've slept a long time.
O bebek öğleye kadar beş saat uyumuş olacak.
- That baby will have slept five hours by noon.
Artık daha fazla dayanamıyorum! Üç gündür uyumadım!
- I can't take it anymore! I haven't slept for three days!