past of live

listen to the pronunciation of past of live
Englisch - Türkisch

Definition von past of live im Englisch Türkisch wörterbuch

lived
yaşamış

Beethoven'ın şimdiye kadar yaşamış olanlar kadar büyük bir besteci olduğunu düşünüyorum. - I think Beethoven is as great a composer as ever lived.

O şu ana kadar yaşamış büyük bir müzisyendir. - He is as great a musician as ever lived.

lived
yaşayan

Tom çocukken, onun karşısındaki caddede yaşayan kıza saplantılı oldu. - When Tom was a kid, he became obsessed with the girl who lived across the street from him.

Tokyo banliyölerinde yaşayan ebeveynlerim ve küçük erkek kardeşim büyük bir depremde öldüler. - My parents and little brother, who lived in the suburbs of Tokyo, died in the big earthquake.

lived
yaşadı

Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun? - Did you know that some foxes lived on this mountain?

İşte onun yaşadığı ev. - Here's the house where he lived.

Englisch - Englisch
lived
past of live
Favoriten