Bu köyün nüfusu azalmıştı.
- The population of this village had decreased.
Üniversitenin bağışı son on yılda giderek azalmıştır.
- The university's endowment has decreased steadily over the last ten years.
Satışlar bugünlerde azaldı.
- Sales have decreased these days.
1990'dan beri metan salımları %11 oranında azalmıştır.
- Since 1990, methane emissions have decreased by 11%.