Newport gibi, deniz kenarındaki tatil köyleri yaz aylarında çok kalabalıktır.
- Seaside resorts, such as Newport, are very crowded in summer.
Tren o kadar kalabalıktı ki ben bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.
- The train was so crowded that I had to keep standing all the way.
Herkes harika dansçının etrafına toplandı.
- Everyone crowded around the fantastic dancer.
Kalabalık caddede sıradan bir toplantı yaptık.
- We had a casual meeting on the crowded street.
Cadde arabalarla doluydu.
- The street was crowded with cars.
Oda mobilya ile doluydu.
- The room was crowded with furniture.