Küçük çocuklar taşınmaktan hoşlanırlar.
- Small children like to be carried.
Yüksek gürültüye rağmen konuşmaya devam etti.
- She carried on talking in spite of the loud noise.
Ama onsuz devam ettik.
- But we carried on without him.
O, o alışkanlığı mezarına kadar taşıdı.
- She carried that habit to her grave.
Ben üç kitap taşıdım.
- I carried three books.