Test sürüşünü geçtikten sonra bir araba aldı.
- After she had passed her driving test, she bought a car.
Ne kadar zaman geçtiğini söyleyemem.
- I cannot say how much time passed.
Ne kadar zaman geçtiğini söyleyemem.
- I cannot say how much time passed.
Gemi köprünün altından geçti.
- The ship passed under the bridge.
Büyükbaba ve büyükannelerim Almandı ve dil bana ve erkek kardeşime geçmiş oldu.
- My grandparents were German, and the language has been passed down to me and my brother.
Kendimden geçmiş olmalıyım.
- I must've passed out.
Yapraklar her geçen gün kırmızıya döndü.
- The leaves turned red as the days passed.
Annesi geçen yıl öldü.
- Her mother passed away last year.
Jim sınavı geçmekle öğünüyor.
- Jim boasts of having passed the exam.
Sınavı geçmek için şanslıydı.
- She was fortunate to pass the exam.
Bu yasayı geçirmek zorundayız.
- We have to pass this legislation.
Vakit geçirmek için ne yaparsın?
- What do you do to pass the time?
Solda gizli bir geçit var.
- There's a secret passage on the left.
Binanın içinde gizli bir geçit bulduk.
- We found a secret passage into the building.
Bütün ev oyunları için sezonluk geçiş aldım.
- I got a season's pass to all the home games.
Tom bir VIP geçiş aldı.
- Tom bought a VIP pass.
Bir kamyonun geçmesine izin vermek için kenara çekti.
- He pulled aside to let a truck pass.
Adamların geçmesine izin vermek için kenara çekildim.
- I stepped aside to let the men pass.
Onun geçmesi için kenara çekildim.
- I stepped aside for him to pass.
Kendi kendine çalışma ile, vergi muhasebecisi sınavını geçmek mümkün mü?
- Is it possible to pass the tax accountant exam by self study?
Tom ilk girişinde sürücü sınavını geçti.
- Tom passed his driving test on his first attempt.
Giriş sınavını geçti.
- He passed the entrance examination.
Panama Kanalı'ndan geçtik.
- We passed through the Panama Canal.
Gemi Panama Kanalından geçti.
- The ship passed through the Panama Canal.
Fadıl, Leyla'nın tutkularını paylaşmak için çaba harcıyordu.
- Fadil was making an effort to share Layla's passions.
Bu parçayı okuyup Japonca'ya çevir.
- Read this passage and translate it into Japanese.
Aşağıdaki parça iyi bilinen bir fabldan bir alıntıdır.
- The following passage is a quotation from a well-known fable.
Paragraf başka hiçbir yoruma izin vermiyor.
- The passage admits of no other interpretation.
Shakespeare'den bir pasaj okudu.
- He read a passage from Shakespeare.
Kitaptan bir pasajı defterime kopyaladım.
- I copied a passage from the book into my notebook.
Ölürsem, yatağında huzur içinde ölen büyük babam gibi ölmek isterim. Arabasındaki tüm yolcular gibi çığlık atarak değil.
- When I die, I want to die like my grandfather who died peacefully in his sleep. Not screaming like all the passengers in his car.
Biraz yiyecek alalım. Sen ölmek üzereymiş gibi görünüyorsun.
- Let's get some food. You look like you're about to pass out.
Pencere yanı mı yoksa koridorda mı bir yer istersiniz?
- Would you like a place by window or by passage?
Biz dağ geçişi boyunca pek çok karıncalar gibi süründük.
- We crawled like so many ants along the mountain pass.
Arka koltuktaki yolcularının her ikisinin de boyun yaralanması vardı.
- Both of the passengers in the back seat had neck injuries.
O bana ayıların kışı nasıl geçirdiği hususunda bölüm ve ayet verdi.
- He gave me chapter and verse on how bears pass the winter.
Yurt dışına seyahat ettiğinizde, genellikle bir pasaporta ihtiyacınız olur.
- When you travel abroad, you usually need a passport.
Eğer yurt dışına gidiyorsanız, bir pasaporta sahip olmak gereklidir.
- If you are going abroad, it's necessary to have a passport.
Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
- If she studied hard, she could pass the exam.
Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
- Some read books just to pass time.
Kurtarma ekibi kayıp yolcuları aradı.
- The rescue party searched for the missing passengers.
Bütün yolcular boğulmaktan kurtarıldılar.
- All the passengers were saved from drowning.
Onlar gerçekten bunun gelip geçici bir heves olduğunu kabul etmek istemiyor.
- They don't want to admit that it's really a passing fad.
Onların geçmesine izin vermek için kenarda durdum.
- I stood aside to let them pass.
Onun geçmesi için kenara çekildim.
- I stepped aside for him to pass.
O yirmi olarak kabul edildi.
- She could pass for twenty.
Linda on altı yaşındaydı fakat yirmi olarak kabul edilmesi için sorun yoktu.
- Linda is sixteen, but had no trouble passing for twenty.
Tom'un vefat ettiğini sana söylemek benim üzücü görevimdir.
- It is my sad duty to tell you that Tom has passed away.
Şarkı söylemek benim tutkumdur.
- Singing is my passion.
Pasaportunuzu görmeme izin verir misiniz?
- Would you mind letting me see your passport?
Fırsatların geçip gitmesine izin vermeyin.
- Don't let opportunities pass by.
Yurt dışına seyahat ettiğinizde, genellikle bir pasaporta ihtiyacınız olur.
- When you travel abroad, you usually need a passport.
Eğer yurt dışına gidiyorsanız, bir pasaporta sahip olmak gereklidir.
- If you are going abroad, it's necessary to have a passport.
Geçiş izni olmadan girmene izin veremem.
- I can't let you enter without a pass.
TV aklınızı pasif durumda tutması bakımından zararlıdır.
- TV is harmful in that it keeps your mind in a passive state.
Jones let a passed ball get behind him.
He passed his examination.
He attempted the examination, but did not expect to pass.
The man kicked his friend out of the house after he made a pass at his wife.
Smith was given a pass after Jones' double.
An estate passes by a certain clause in a deed.
Beauty is a charm, but soon the charm will pass. - John Dryden.
To pass commodiously this life. - John Milton.
Anyone want to trade passes?.
As for these silken-coated slaves, I pass not. - Shakespeare.
pass a house.
Matters have been brought to this pass. - Robert South.
The bill passed the senate.
Try not the pass! the old man said. - Henry Wadsworth Longfellow.
Common speech gives him a worthy pass. - Shakespeare.
Iaquinta passes it coolly into the right-hand corner as Paston dives the other way. - , Rob Smyth, 20 June 2010.
The bill passed both houses of Congress.
The senate passed the law.
This passes, Master Ford. - Shakespeare.
And within three dayes twelve knyghtes passed uppon hem; and they founde Sir Palomydes gylty, and Sir Saphir nat gylty, of the lordis deth.
... or implemented ' it's already been passed ' if it's implemented fully, it'll be ...
... have passed that would address the cost of prescription drugs. One thing that's very ...