Oyun sadece taraflı bir başarıydı.
- The play was only a partial success.
Tarafsızlık bile taraflıdır.
- Even impartiality is partial.
Güneş tutulmaları tam ya da bölümlü olabilir.
- Lunar eclipses can be total or partial.
Onun ne demek istediğini kısmen anlıyorum.
- I partially understand what he means.
Sana kısmen katılıyorum.
- I'm in partial agreement with you.
Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.
- That teacher tends to be partial to female students.
Ann çilolataya düşkün.
- Ann is partial to chocolate.
O, tatlılara meyillidir.
- She is partial to sweets.
Onun ne demek istediğini kısmen anlıyorum.
- I partially understand what he means.
Onun işi sadece kısmi bir başarıydı.
- His business was only a partial success.
The referee is blatantly partial!.
So far, I have only pieced together a partial account of the incident.
It's easy to prove partial correctness, but it's not obvious that it is also totally correct.
... It's really easy to build a search engine that is partial, ...
... So we have this partial collection of what's available ...