Tom'un kafatası kırıldı.
- Tom's skull has been fractured.
O, masasında bir insan kafatası tutuyor.
- She keeps a human skull on her desk.
O, masasında bir insan kafatası tutuyor.
- She keeps a human skull on her desk.
Bir kafatası şeklinde bir asteroid, Cadılar Bayramı'nda Dünya'nın yanından geçip gitti.
- A skull shaped asteroid flew by the Earth on Halloween.
O, masasında bir insan kafatası tutuyor.
- She keeps a human skull on her desk.
Hayvanların çoğunun kafatası vardır.
- The majority of animals have skulls.