parlayıcı

listen to the pronunciation of parlayıcı
Türkisch - Englisch
inflammable
sparkler
medium
(Askeri) combustible products
parlayıcı madde
inflammable
parla
shone

After the death of Caesar, a comet shone for seven days. - Sezar'ın ölümünden sonra, bir kuyruklu yıldız yedi gün boyunca parladı.

The stars shone all the time. - Yıldızlar her zaman parladı.

parla
{f} shine

She had her shoes shined. - O, ayakkabılarını parlattı.

Give my shoes a good shine. - Ayakkabılarımı iyice parlat.

parla
{f} glisten
parla
{f} blaze
parla
{f} sparkle

Mary's eyes sparkled like diamonds. - Mary'nin gözleri elmas gibi parladı.

Her eyes sparkled like diamonds. - Onun gözleri elmas gibi parladı.

parla
{f} shining

The child talked with his eyes shining. - Çocuk parlayan gözlerle konuştu.

The moon is shining brightly tonight. - Bu gece ay parlak bir şekilde parlıyor.

parla
{f} glistening
parla
flame

The logs flamed brightly. - Kütükler parlak şekilde alev alev yandı.

parla
coruscate
Schwedisch - Türkisch

Definition von parlayıcı im Schwedisch Türkisch wörterbuch

pärla
boncuk
pärla
sedef
pärla
inci
Italienisch - Türkisch

Definition von parlayıcı im Italienisch Türkisch wörterbuch

parla
konuşuyor

Yarın bu vakitte ailesiyle konuşuyor olacak. - Domani a quest'ora starà parlando con la sua famiglia.

Sen kimsin ki benimle böyle konuşuyorsun? - Chi sei tu per parlarmi in questo modo?

parlayıcı
Favoriten