Geç kaldığım için bağışlayın.
- Pardon me for coming late.
Kesintiyi bağışlayın.
- Pardon the interruption.
Afedersiniz ,Downing sokağına burdan nasıl ulaşırım?
- Pardon me, how do I get to Downing Street from here?
Sorduğum için özür dilerim.
- Pardon me for asking.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim, iyiliğin için çok teşekkürler.
- Pardon the bother, and many thanks for your kindness.
Tom onun doğum gününü unuttuğu için onu affetmesini rica etti.
- Tom asked his girlfriend to pardon him for forgetting her birthday.
Pardon?, What did you say?, Can you say that again?.
a step, that could not be taken with the least hope of ever obtaining pardon from or reconciliation with any of my friends;.
I... have granted and by these presents do grant a full, free, and absolute pardon unto Richard Nixon for all offenses against the United States .
Pardon me for interrupting.
- Söze karıştığım için pardon.
Pardon, what have you just said?
- Pardon az önce ne dedin?
Pardon me for interrupting.
- Söze karıştığım için pardon.
Pardon me, is there an ATM somewhere around here?
- Pardon, buralarda bir yerde bir ATM var mı?
Excuse me, I have a request.
- Pardon, bir ricam olacak.
Excuse me, where is the taxi stand?
- Pardon, taksi durağı nerede?
Pardon me for interrupting.
- Söze karıştığım için pardon.
Pardon me, is there an ATM somewhere around here?
- Pardon, buralarda bir yerde bir ATM var mı?