Rus parlamentosunun alt kanadı olan Dumanın bir oturumunda ortalama sekiz kanun kabul edilir.
- During one session of the Duma, the lower house of the Russian parliament, an average of eight laws are adopted.
Yeterli param olduğunda Paris'e gideceğim.
- I'll go to Paris when I have enough money.
Oldukça yeterli olduğumu hissetmiyorum.
- I am not feeling quite up to par.
O, oldukça normal bir partiydi.
- It was a pretty normal party.
Tom, çoğu insanı başarıyla normal ötesi güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom successfully convinced many people that he possessed paranormal powers.
Parkta birçok genç çift bulunuyordu.
- There were a lot of young couples in the park.
Onun ailesi çiftçiydi.
- His parents were farmers.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.
- Mary baked three dozen cookies for Tom's party.
He will need to par every hole in order to win this game.
He needs to make this shot for par.
It took a long time to finish, but that's par for the course on a project like this.
His work isn't up to par. Is he not well?.
1. Your effort is simply not on par with what's expected from you.
2. These two departments are right on par in productivity.