Ebeveynlerimin de bir çiftliği var.
- My parents also have a farm.
Parkta birçok genç çift bulunuyordu.
- There were a lot of young couples in the park.
Rus parlamentosunun alt kanadı olan Dumanın bir oturumunda ortalama sekiz kanun kabul edilir.
- During one session of the Duma, the lower house of the Russian parliament, an average of eight laws are adopted.
Ebeveynlerimle temas kurdum.
- I contacted my parents.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Onlu yaşlarındayken ebeveynlerinin seninle birlikte yeterli zaman harcadıklarını düşünüyor musun?
- Do you think your parents spent enough time with you when you were in your teens?
Yeterli param olduğunda Paris'e gideceğim.
- I'll go to Paris when I have enough money.
Tom, çoğu insanı başarıyla normal ötesi güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom successfully convinced many people that he possessed paranormal powers.
Tom normal ötesi olaylara inanıyor.
- Tom believes in paranormal phenomena.
Yol nehre paraleldir.
- The road is parallel to the river.
Yol nehre paraleldir.
- The road parallels the river.
He will need to par every hole in order to win this game.
He needs to make this shot for par.
It took a long time to finish, but that's par for the course on a project like this.
His work isn't up to par. Is he not well?.