Parkta birçok genç çift bulunuyordu.
- There were a lot of young couples in the park.
Ebeveynlerimin de bir çiftliği var.
- My parents also have a farm.
Rus parlamentosunun alt kanadı olan Dumanın bir oturumunda ortalama sekiz kanun kabul edilir.
- During one session of the Duma, the lower house of the Russian parliament, an average of eight laws are adopted.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.
- Mary baked three dozen cookies for Tom's party.
Dünyanın pek çok yerinde, herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli yiyecek yoktur.
- In many parts of the world, there is not enough food to meet everyone's needs.
Kısmen yeterli bilgiyi alamadığından dolayı Harper'in açıklaması eksik kalıyor.
- Partly because he could not receive enough information, Harper's description remains imperfect.
Ben normal biçimde büyütüldüm. Annem ve babam iyiydiler.
- I was raised normally. My parents were decent.
Tom, çoğu insanı başarıyla normal ötesi güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom successfully convinced many people that he possessed paranormal powers.
Kediler sahiplerininkine paralel duygusal alışkanlıklar gösterir.
- Cats show emotional habits parallel to those of their owners.
Yol nehre paraleldir.
- The road is parallel to the river.
He will need to par every hole in order to win this game.
He needs to make this shot for par.
It took a long time to finish, but that's par for the course on a project like this.
His work isn't up to par. Is he not well?.