Parkta birçok genç çift bulunuyordu.
- There were a lot of young couples in the park.
On çifti partiye davet ettik.
- We invited ten couples to the party.
Rus parlamentosunun alt kanadı olan Dumanın bir oturumunda ortalama sekiz kanun kabul edilir.
- During one session of the Duma, the lower house of the Russian parliament, an average of eight laws are adopted.
Ebeveynlerimle temas kurdum.
- I contacted my parents.
Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.
- Mary baked three dozen cookies for Tom's party.
Dünyanın pek çok yerinde, herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli yiyecek yoktur.
- In many parts of the world, there is not enough food to meet everyone's needs.
Oldukça yeterli olduğumu hissetmiyorum.
- I am not feeling quite up to par.
Tom, çoğu insanı başarıyla normal ötesi güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom successfully convinced many people that he possessed paranormal powers.
O, oldukça normal bir partiydi.
- It was a pretty normal party.
Yol nehre paraleldir.
- The road is parallel to the river.
Nehir ana caddeye paralel akar.
- The river runs parallel to the main street.
He will need to par every hole in order to win this game.
He needs to make this shot for par.
It took a long time to finish, but that's par for the course on a project like this.
His work isn't up to par. Is he not well?.