Parkta birçok genç çift bulunuyordu.
- There were a lot of young couples in the park.
Ebeveynlerimin de bir çiftliği var.
- My parents also have a farm.
Rus parlamentosunun alt kanadı olan Dumanın bir oturumunda ortalama sekiz kanun kabul edilir.
- During one session of the Duma, the lower house of the Russian parliament, an average of eight laws are adopted.
Ebeveynlerimle temas kurdum.
- I contacted my parents.
Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.
- Mary baked three dozen cookies for Tom's party.
Dünyanın pek çok yerinde, herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli yiyecek yoktur.
- In many parts of the world, there is not enough food to meet everyone's needs.
Yeterli param olduğunda Paris'e gideceğim.
- I'll go to Paris when I have enough money.
Tom, çoğu kişiyi başarıyla normal ötesi güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom successfully convinced many people that he possessed paranormal powers.
O, oldukça normal bir partiydi.
- It was a pretty normal party.
Nehir ana caddeye paralel akar.
- The river runs parallel to the main street.
Onun alt yapısı onun selefininki ile paralellik göstermektedir.
- His background parallels that of his predecessor.
He will need to par every hole in order to win this game.
He needs to make this shot for par.
It took a long time to finish, but that's par for the course on a project like this.
His work isn't up to par. Is he not well?.