She grows flowers such as tulips, pansies and daisies.
- O, laleler,hercai menekşeler ve papatyalar gibi çiçekler yetiştirir.
There are daisies around the steel building.
- Çelik binanın etrafında papatyalar var.
A little nap and, just like that, I'm as fresh as a daisy.
- Biraz şekerleme ve bunun gibi, ben bir papatya gibi tazeyim.
I picked a daisy for her.
- Onun için bir papatya kopardım.
I want a chamomile tea.
- Ben bir papatya çayı istiyorum.
Do you like chamomile tea?
- Papatya çayını beğeniyor musun?